Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Tarihe Geçecekler...

Çarşamba, Şubat 15, 2006

Davetiye!

Cuma, Şubat 10, 2006

Akıl Almaz İşler Bunlar!

Organize mi değil mi bilmiyorum ama akıl almaz işler bunlar!

Takip edenler çok uzun zamandır yazmayı bıraktığımın farkındalar. Neden? diye soran mailler alıyorum. Yazmıyordum çünkü sinirim boşalsın diye yazdıkça daha çok sinirleniyordum. Yazmıyordum çünkü her tür kepazelik ortada dört dönerken biz bunları artık normal karşılamaya başladık.

Ama Danimarka da yayınlanan karikatürler artık bardağı taşıran son damla doğrusu.

Yahu adam akılsız. Hatta basiretsiz ki, özgürlük kavramının sınırlarını şaşırmış.

İlk okulda mıydı yoksa orta okulda mı net hatırlamıyorum ama 'özgürlüğün sınırı nerededir' sorusunun cevabı: Bir başkasının özgürlüğünün başladı yerdir! cümlesi öğretildi bize.

Başkasının inanç özgürlüğüne tecavüz eden bir özgürlük tanımı olamaz!

Düşünceler tartışılabilir, ama bu mizah yoluyla bile olsa inançlara hakaret etme noktasına gelemez, gelmemelidir. Adı üzerinde yahu bunun 'İnanç'.

Bu arada bina yakmakla, adam öldürmekle verilen cevaplar da ne kadar doğru, o da ayrı bir yazı konusu ama neyse.

Yapmayalım! Densiz' in fikr-i sabitini doğru çıkarmayalım. Oyununa gelmeyelim. Adam iki gün sonra diyecekki 'Bak! Bunlar özgürlükten, tartışma ortamından bu kadar anlıyorlar.'

Onun demesi de sorun değil, bu bize yakışmaz başta. Tepkimizi gösterelim ama şiddetle değil.

Çarşamba, Aralık 21, 2005

Üstümde Büyü Var!

Hocaya gidip kendimi bir okutup üfleteceğim, dilek ağacına çaput bağlayacağım.

Yahu tüm bunlar bana mı rastlıyor? Yoksa herkesin başına geliyor da herkes sus-pus olmuş oturuyor mu bu ülkede?

Dünkü yazımda tüketici olarak hep daha fazlasını talep ettiğimizi yazmıştım hani. Ediyoruz da ne alıyoruz karşılığında? Para verip sinir sahibi olmaktan başka tabi...

Ideefixe' den kitap sipariş ettim geçen hafta perşembe. 15 inde sipariş verdim, dün ancak kargoya verebildiler. Internetten yararlanıyoruz ya aklımız sıra. 7/24... Hızlı, güvenli alış-veriş. Yerim ben böyle hızı yahu.

UPS ile gönderimi seçtim. Bugün dışarıda işlerim var çıkmam gerekiyor. UPS' nin mşt. hizmetleri departmanını aradım bana saat konusunda bir fikir verebilir misiniz diye sordum. Yardımcı oldular elbette..

Bugün gün içinde teslim edilecekmiş!

Dakikası dakikasına bana kaçta geleceğinizi sormuyorum yahu ama sabah 09:00 da gün içidir, akşam 17:00 de. Sizin bir takip sisteminiz yok mu ya?

Yönetim gurusu Tom Peters diyor ki; müşterilerinize ürün/hizmet değil bir rüya satın. Sizinle yaşadıkları deneyim rüya gibi olsun. Abiler olayı yanlış anlamış, kabus satıyorlar...

Düşündüm ben de haliyle, madem modern pazarlama ilkeleri bir işe yaramıyor, Hocaya gitmek lazım bir de... İşimiz Allah' a kalmış çünkü.

Salı, Aralık 20, 2005

Tüketici Kimliğimle Övünüyorum...

Ama üretici kimliğimden utanıyorum.

Bizlerin tüketici olarak bulunduğumuz konum, üretici olarak bulunduğumuz konumdan çok daha ileride. Hazmetmesi zor bir cümle oldu biliyorum. Ama detaylandırınca bana hak vereceksiniz...

İlk olarak 'bizler' kavramını açayım biraz. Yani Türkiye vatandaşları, hatta biraz daha genellersek tüm gelişmekte olan ülkelerde yaşayan beyaz yakalılar, orta, orta-üst sosyo-ekonomik seviye insancıkları.

Dünya ile devamlı irtibat halindeyiz. Son teknolojik gelişmeleri, bunların hayata yansımasını ve sonuçlarını takip ediyoruz. Ve tüm bunlardan hayatımızın her alanında sonuna kadar yararlanmak istiyoruz. İstiyoruz çünkü insanız. Daima daha iyisini arzulayan ve tatmin nedir bilmeyen bir yanımız var.

İnternetten yaptığım alış-verişin hemen bana ulaşmasını istiyorum.
Para harcadığım her yerde (kamu kuruluşları dahil) bana kral gibi davranılmasını istiyorum.
Yaşadığım sorunun hemen ve kalıcı olarak çözülmesini istiyorum.
Olağanüstü mal ve hizmet istiyorum.
İstiyorum, istiyorum....

Peki üretici kimliğimi büründüğümde ne yapıyorum?

Size yardımcı olamadığım için özür diliyorum.
Suçu ona buna kakalıyorum.
Kahrolsun bu sistem diye feryat feryat bağırıyorum.
Bizim prosedürümüz böyle numaraları çekiyorum.
Kıvırıyorum da kıvırıyorum...

Acaba suçlu ben miyim?

Cuma, Aralık 02, 2005

Fransız Basınından...

Fransızlar, ülkelerinde kendi yanlış politikalarından kaynaklanan olayların sorumluluğunu orada burada aramaktan mıdır nedendir bilinmez, son zamanlarda Türkiye karşıtı yayınları dozunu kaçırdılar. Yav ne ülkeymişiz yahu...

Bizde politikacılar milleti futbolla, gelin-kaynana evleri ile uyutuyorlar. AB Ülke politikacıları ise başları sıkıştığı an Türkiye' yi atıyorlar kazana. E gelişmiş ülke olmak böyle bir şey sanırım. Yeni taktikler bulmak lazım, değil mi ama?

Maria Claire'in Fransada yayınlanan Aralık sayısında, PKK 'lı kadınları özgürlükleri için savaşan kadınlar olarak tanıtmış ve yaşadıkları zorlukları anlatmışlar. Türkiyemizin güneydoğudaki topraklarını da ufak bir haritayla Kürdistan yapmışlar. Gelişmiş ülkelerde dünya atlasları da farklı galiba. Bu ülkenin sınırlarını ezberleseler iyi olacak derim ben. Çünkü yakında bu sınırlar AB' nin sınırları olacak.

Yandaki karikatür ise mailbox ıma düşmüş. Fransız basınından denmiş başlığında. Gazeteci değilim. Kalkıp haberi doğrulamak için Fransız gazetelerini tarayamadım, kusura bakmayın. Biraz da XXX içerikli ama, koca Fransız gazeteleri yayınladı ise, benim mütevazi sitemde olmasının bir sakıncası olmaz herhalde. Ne de olsa özgürlükler konusunda da bizden daha iyidirler.

Özellikle ülkelerinde yaşayan yabancıların özgürlükleri konusunda çok hassas olduklarından, arap kökenli olanları Paris başta olmak üzere büyük şehirlerin hepsini gül bahçesine çevirdi...

Perşembe, Aralık 01, 2005

Küresel Isınmanın Sonuçları :)